Img
Çocuklara Cinsiyet Eşitliğini Öğretmenin Yolları

Bütün çocukların karşılıklı saygıyı öğrenmeleri ve anlamaları gerekir. Çocuklar iki yaşından itibaren kız ve erkek arasındaki fiziksel farklılıkları fark etmeye başlarlar. Üç yaşından itibaren ise, cinsiyet ve belirli rol ve davranışları ilişkilendirmeye başlarlar. Çevrelerinde ipuçları arar ve dünyanın nasıl işlediğini anlayabilmek için bu ipuçlarını bir araya getirirler. Üç yaş, cinsiyet eşitliği hakkında düşünmek için erken gelebilir ama aslında bu konuya giriş yapmak için en uygun zamandır. Geleneksel erkek rollerindeki bir kadını veya tam tersini belirtmek, küçük çocuklar için mükemmel bir başlangıçtır. Kaç kez yere düşen bir çocuğa ‘Büyük adam ol; sakın ağlama’ dendiğini duyduğumu hatırlamıyorum. Erkek ve ağlama konusunda bir kural var mıdır? Büyükler ve küçükler arasındaki yaş sınırlaması nedir ve bu önemli toplumsal normların sorumlusu kimdir? Eğer çocuklarımıza cinsiyet eşitliğini öğretmek istiyorsak, bir adım geriye atarak, onlara her an gönderdiğimiz mesajları dikkatle düşünmeliyiz.

Bu yazımızda sizler için bu konuda yapabileceğiniz en etkili 5 yolu sıraladık.

Keyifli okumalar!

1. Medyada gördükleri hakkında çocuklarınızla konuşun.

Reddedilemez bir gerçektir ki, bu günlerde çocuklarımızın etrafı medya tarafından çevrelenmiştir. İster dergideki reklamlar, kapaklar, uygulama içi reklamlar, ister okuldaki diğer çocuklar tarafından duyulan şeyler olsun çocuklar sandığınızdan daha fazla buna maruz kalıyor. Siz onları bu durumdan uzaklaştırmayı ne kadar denerseniz deneyin, cinsellik ve şiddet içeren medyaya maruz kalacaklardır. Dürüst iletişim orada en iyi ebeveynlik aracıdır. Medya hakkında çocuklarınızla konuşun. Onlara neden bazı şovları izlemelerine, bazı müzikleri dinlemeleri ya da bazı oyunları oynamalarına izin verilmediğini söyleyin. Onlara dergilerde, hatta reklam panolarında rastladıkları görüntüler hakkında ne hissettiklerini sorup, bu imajların anlamı hakkında konuşabilirsiniz.

2. Cinsiyeti bir davranışın bahanesi olarak kullanmayın.

“Erkek doğası” diye bir olgu yoktur, tıpkı “Bu bir kız eşyası” gibi. Çocuk çocuktur ve hepsi birbirinden farklıdır. Bazı davranışları mazur göstermek veya tercihleri açıklamak için cinsiyeti kullandığınızda, çocuğunuzu sınırları çizilmiş bir kutuya hapsedersiniz. “Erkek doğası” ile onlara tehlikeli mesajlar göndermiş olunuyor. Örneğin, ilkokullarda cinsiyete dayalı dil kullanan öğretmenlerin sadece “çocuklar” diyen öğretmenlerle karşılaştırıldığında “Yalnızca kadınlar nazik ve kibar olabilir ve çocuklarla ilgilenebilir.” ya da “Sadece erkekler doktor veya inşaat işçisi olmalıdır.” gibi cinsiyete dayalı düşünmeyi doğurduğu görülüyor. Bu toplumsal cinsiyet kalıpları herkes için sınırlayıcıdır. En zararlı etkilerden biri de “stereotip tehdidi” adı verilen bir olgudur. Bu, grubunuz hakkındaki kalıplaşmış kalıpların etkisini ifade eder ve akademik performansınızı etkiler.

 

Steele ve Aronson (1995) ve Aronson & Williams (2004) bu durumu araştırmalarında belgelemiştir. Aronson, “Temel güdülerle tehdit edilen sosyal koşullar (yetkinlik duygusu, aidiyet duygularımız, kontrol hissiyatlarımıza), entelektüel kapasitemizi önemli derecede etkileyebilir.” demiştir ve sözlerine şöyle devam etmiştir: “Bu çalışmalar, stereotiplerin nasıl oluştuğu konusuna önemli ışık tutuyor. Onları motive etmek ve öğrenmek için motivasyonlarını ve öğrenimlerini baskı altına alıyor ve eğitimcilerin neler yapabileceğini öneriyor. Örneğin; öğrencilerin testlerinde cinsiyetlerini veya milliyetlerini belirtmeleri istendiğinde renkleri benzer ölçütlere göre daha düşük performans gösterirken, belli bir gruba dahil oldukları “hatırlatılmadığı” durumlarda öğrenciler daha iyi performans gösterdiler. Başka bir araştırma, stereotip tehdidi azaltıldığında kızların matematik değerlendirmelerinde daha iyi performans gösterdiğini doğruladı (Quinn & Spencer 2001).

Toplumsal cinsiyet kalıpları, bilinçsiz ön yargıların oluşmasına ve çoğalmasına neden olur. Yanlış bilgilendirilmiş düşünmeyi açığa çıkarır ve sorunu basitleştirir. Bu, çocukların ifadesini tamamyla sınırlar. Davranışları cinsiyete dayandırmayı durdurmanın ve çocukların sözlerinin ve hareketlerinin başkalarını nasıl etkilediğini anlamalarını sağlamanın zamanı geldi.

3. Toplumsal cinsiyet beklentileri tuzağına yenik düşmeyin.

Bunun şifresi, davranışlarınızın nedeninin bir ebeveyn olarak en iyi davranış yolunun bu olduğuna inandığınıza emin olduğunuz için olmalı; çocuğun cinsiyetine bağlı olarak yapmanız gerekenin o olduğunu düşündüğünüz için değil. Başlangıçta ikisini birbirinden ayırmak zor olabilir, ancak toplumsal cinsiyete dayalı tarafsız çocuk yetiştirme isteme nedenlerinizi kendinize hatırlatmaya devam etmeniz, sizi tarafsız davranmaya teşvik etmek için motive eder.

Çocuklarınızın cinsiyetlerinden dolayı belli alanlarda dezavantajlı olduklarını düşünmelerini istemiyorsanız, tüm çocuklara aynı kuralları uygulamak ve aynı fırsatları sağlamak çok önemlidir. Cinsiyet ayrımını kıracak yollara birkaç örnek:

a) Oğullarınızı düşünceli olmaya ve hislerinden bahsetmeye teşvik edin. Erkekler, kızlar kadar empati yeteneğine sahipler, ancak sosyal baskıların “eril” olması nedeniyle büyüdükçe bunu maskeleme eğilimi gösterirler. Oğullarınıza bu cinsiyet kalıplarını yerleştirmemekle, onların utanmadan veya rahatsız olmadan duygularını açıkça ifade etmelerine yardımcı olabilirsiniz. Empati kurmalarına izin verilmesi, erkeklerin gelecekte değerli arkadaşlıklar ve ilişkiler kurması ve ilişkilerini devam ettirebilmesi konusunda ona yardımcı olabilir. Ayrıca, genel iletişim becerilerini de geliştirmiş olur.

 

b) Kızlarınızı “yapamayacakları” yargısına karşı koruyun. Çoğu zaman, “Kızlar matematik ve bilim yapamazlar.” ya da “Kız gibi koşma.” gibi kalıplaşmış ifadeleri dinleyerek büyürler. Birisine “Kız gibi yaptın.” ifadesini hakaret olarak kullanmak, kadınların zayıf ve bağımlı bir cinsiyet olduğunu ima eder. Çocuklarınıza neden bu tür dili kullanmanın cinsiyetçi ve zararlı olduğunu öğretmeye önem verin. Kızlar bu küçümseyen mesajları duyarak büyümeye devam ederse ve onları görmezden gelmeyi öğrenemezlerse, çalışmalar bu kalıplaşmış tehditlerin onların performanslarını daha da kötüleştirdiği ve kaygılarını arttırdığını gösteriyor. Çünkü, bu açıkça cinsiyet sınırlamaları olduğuna inanmalarını öğretiyor. Kadınları mümkün olduğunca erken cesaretlendirerek matematik ve bilim gibi konuları keşfetmelerine olanak sağlayın. Genç kadınlara, herhangi bir alandaki erkekler kadar yetenekli olma potansiyeline sahip olduklarını öğreterek cinsiyetlerinden dolayı sınırlı hissetmemelerini öğretin.

 

c) Kızlarınızı aşırı korumaktan kaçının. Bazı ebeveynler kızlarını erken yaşta risk almama konusunda sınırlamaya eğilimlidir. Kızların genç yaşta gerçekçi riskler almalarına izin verilmesi, sosyal araştırma ve oyunlarda geliştikçe ve gelişirken kendilerine bir güven duygusu geliştirmelerini sağlar. Yaş aldıkça, bu baskıcı ön yargı bazen, kızın incinmesi, zarar görmesi ve başına kötü bir şey gelmesi gibi korkular yüzünden, anne-babanın kızları erkeklerden daha fazla kısıtlama eğilimine neden olur. Daha gençken kadın olarak zayıf noktaları yüzünden hayata temkinsiz çıkamayacaklarını öğreterek kızlarınızın eğlencelerini engellememek, çocuğunuzun güvenliğiyle ilgilenmek kadar önemlidir. Bunun yerine, onları bu riskler ve güvende olmak için ne yapabilecekleri konusunda eğitin. Fiziksel güvenliğinden endişeleniyorsanız, onları savunma sınıflarına kaydetmeyi düşünebilirsiniz. Onları, incitilmelerinden korktuğunuz için faaliyetlerinden kısıtlamaktan çok, kendilerini koruyabilecekleri yollarla eğitmelisiniz. Toplumun kadınlara karşı çok sayıda tehditkar tavır sergilemesine rağmen, dünyayı keşfetmek ve takip etmekten korkmalarına izin vermemelisiniz.

4. Çocuklarınıza cinsiyet ayrımı olmayan aktiviteler sunun.

 

Çocuklarınızın cinsiyetlerine dayalı olarak farklı beklentileri olmayan diğer taraftan da, toplumsal cinsiyet kalıplarına karşı olanlar da dahil olmak üzere, mümkün olduğunca çok farklı seçenekte yaşamaya teşvik etmek iyi bir fikir olabilir. Kadınlardan veya erkeklerden stereotipik olarak beklenen çeşitli etkinliklere, kariyer seçeneklerine, oyuncaklara, renk seçeneklerine ve diğer ifade biçimlerini eşit miktarda denemelerini sağlamalısınız. Bunu yapmak, çocuğunuzun geniş bir yelpazede ilgi alanlarını ve potansiyel kariyer fırsatlarını geliştirebilmesini sağlar ve cinsiyetleri nedeniyle gelecekte belirli seçenekler içinde sıkışmış hissetmelerini önler.

Aşağıda, çocuklarınızın yönlerini belirlemek için hangi etkinliklerin veya ifade biçimlerinin seçilmesi konusunda ebeveynlik kararlarınıza yardımcı olabilecek birkaç öneri bulunmakta:

a) Elbise renklerini karıştırın ve eşleştirin (kızlarınızı hep pembe renkte giydirip ve oğullarınızın odasını hep mavi renkle süslemeyin).

b) Kızlarınızı aksiyon figürleri, oyuncak arabalar, yapı taşları (LEGO’lar gibi), video oyunları ve diğer stereotipik erkek oyunları ile oynamaya teşvik edin.

c) Oğullarınızın bebek, fırın seti, ev seti, günlük dergi, dikiş seti ve diğer stereotipik kız oyuncaklarıyla oynamalarına izin verin.

d) Kızlarınızla beraber basketbol, futbol, diğer aktif ve daha zorlu sporları oynayın.

e) Oğullarınızı bale, sanat, yemek pişirme veya yoga derslerine kayıt ettirin.

f) Ev işlerini çocuklarınızın arasında eşit olarak paylaştırın; kızlarınızın çim biçerken, oğullarınızın temizlik, yemek pişirme, bulaşık yıkamalarını sağlayın.

g) Televizyonlar veya diğer teknik cihazlar (ampuller, ısıtıcılar, buzdolapları vb.) kırıldığında kızlarınızdan yardım isteyin; böylece bu cisimlerle uğraşırken bilgi ve güven inşa edebilir, mekanik ekipmanlara ilgi duyabilirler.

5. Çocuklarınızla sağlıklı cinsellik hakkında konuşun.

Bu konuyla ilgili olarak, hepimiz bebeğin leyleklerden gelmesini isteriz; ama gelmiyorlar ve hepimizin bu zor soruları cevaplandırması gerekiyor. Sohbeti siz başlatın. Böylece, çocuklarınız bunu sormaya mecbur kalmaz. Doğru dili kullanın. Benden sonra tekrarla: Penis ve vajinalar vücudumuzun parçalarıdır, kötü kelimeler değildir. Çocuklarınız size sorularla geldiğinde dürüst olun. 5 yaşındaki bir çocuğa bebeğin nereden geldiğini detaylı olarak adım adım açıklamanız gerekiyor mu? Hayır. Ancak dürüst ve gerçekçi cevaplar vermeniz gerekiyor. Rahatsız olduğumuz için çocuklarımızın sorularını atlattığımızda, cinsellik ve beden konularının tabu olduğu mesajını gönderiyoruz. Bu, bir ömür boyu karışıklığın ve utancın başlangıcına yol açabilir. Çocuklarınızla konuşun. Bunu yapmazsanız, bir başkası yapar ve o kişinin (veya Google’ın) çocuğunuza öğrettiği şeyden memnun olmayabilirsiniz. Türk zeka vakfı.

img
img